Skip to content

Bir de gurbet yarası var, hepsinden derin.


Command Prompt'un uzun zaman önce yaptığı (cazip) teklifi önceki ay tekrarlaması ve benim "Internet olan her yerde çalışırım aaabi" prensibimin üstüste gelmesi ve bilimum başka etkenlerin de aynı zaman diliminde yanyana gelmesi üzerine "Tamam uleyn, gelip bir göreyim ortamınızı; duruma göre neden olmasın?" dedim... dedim ve geldim Kelowna'ya... Tabii Frankfurt'tan Vancouver'a geldim önce; "Gelmişken biraz da buraları görelim be aabi" prensibim çalıştı bu kısımda. Bu arada, yıllar önce Doruk (Fişek), Fatih (Özavcı) ve bendenizin 15 günde 6 üniversiteyi gezmesi sırasında son gece temiz çamaşır kalmaması ve Fatih'in odasına battaniyeye sarılmış bir şekilde iltica etmemle sonuçlanan olaydan sonra sayın kendim pek bir dikkatli davranmaktayım ve 2 günlük gezi için bile yanıma 4 günlük kıyafet almaktayım. "O kadar yolu gelmişken PostgreSQL konferanslarının hepsine katıl" prensibimi devreye soktum; dolayısıyla birkaç ay buralarda kalayım dedim. Üstteki nedenle de birleşince biraz fazla eşya getirdim -- bu da Kanada'da sıkı bir gümrük kontrolüne girmeme neden oldu. Eğlenceli idi benim için: "Ülkenize kullanılmış kıyafet, giyilmiş ayakkabı sokmam herhalde, di mi?" gibi bir tümce sarfetmemden sonra ilkinden daha büyük olan 2. valizimi açmadılar sağolsunlar. Tabii "En yakın konferans ne zaman?" sorusuna aptalca "20 gün sonra Oregon'da" yanıtını neden verdim bilmiyorum; sırf bu yüzden Oregon'a iki elim kanda da olsa gitmek durumundayım artık :-)

Neyse ki Kelowna'da rahatım; arkadaşımın evine yerleştim burada. Odamın yan tarafında 14 bilgisayardan oluşan bir makina parkı var (hepsi de özel kullanım için... Sunucu falan değil yani :-) ) ve de daha da güzeli hızlı Internet var :-)"Internet nerede varsa orası senin mekanındır" prensibim sayesinde masada oturdum; blog yazabiliyorum :-)

Kendimi community işlerine vereceğim uzunca bir süre. Arınmak istiyorum para mevzuundan. Zaten kazandığım bana birkaç yıl yeter (Demiştim ye ye bitmedi diye :-D)

Bu sırada iş teklifini de kabul edersem ve çalışma izni de çıkarsa yerleşirim belki buraya. Rüyamdaki bir ortam var aslında burada. Güneş Deniz ile beraber yuvarlanabileceğim bir bahçe var; sessiz sakin bir ortam. Dedim ya arınmak istiyorum birşeylerden; sanırım çok uygun bir yer burası. Sonra "rüya işimi" yaparım sanırım; dünyada sadece PostgreSQL işi yapan tek firmada DBA ve sysadm olarak çalışma işi...

Parkyeri'ni soracak olursanız iyi güzel. Giray Abi'nin (Pultar) dediği gibi "Parkyeri'nde çalışan birisi ömür boyu Parkyerlisidir". Ben de Parkyerlisi olmaya devam edeceğim :-)

Yine de "Söyleyin memleketten bir haber mi var; yoksa yarin gözyaşları mı bu yağmurlar..."