Skip to content

PostgreSQL West Conference 2010 ardından

markafoni'ye teşekkürler yine, CHAR(10) ardından PgWest 2010'u da kaçırmadım sayelerinde.


Konferans 2-4 Kasım'da idi, ve bu sefer işin benim için daha da heyecanlandırıcı tarafı "PostgreSQL Clustering with Red Hat Cluster Suite" semineri verecek olmamdı.


Yol uzun olunca Pazartesi sabaha karşı çıktım yola. Saat 22 sularında otele geldim, yerleştim. Twitter'da bunu paylaştıktan sonra Magnus'un yanıt yazması ile beraber Magnus, Dave , Jim (Nasby) ve Greg (Stark)'ın lobide oturduklarını öğrendim ve aşağı indim. Magnus ve Dave ile CHAR(10)'da, Jim ile 4 sene önceki Anniversary Summit'de, Greg ile de 2 sene önceki Türkiye ziyaretinde görüşmüştük en son. Yol yorgunluğu laflamamıza fazla izin vermedi ve odalarımıza çekildik.

Konferansın olduğu otelde konaklamak harika birşey. 7:30'da kalkıp 8'de odadan çıkıp 8:30'da kahvaltıyı bitirip 9'daki başlangıca yetişebiliyorsunuz :-)

İlk girdiğim konuşma "Django ve PostgreSQL" idi. 3 saat süren tutorial benim için fazlası ile tatmin edici idi. Bir Django+PostgreSQL dükkanında çalışan birisi olarak elimde epeyce not birikti. İlk gözüme çarpan "ORM causes cancer". Bir DBA olarak zaten bu konuda yeteri kadar sıkıntı çekiyordum, bir kez daha onaylamış olduk bunu. Kağıtlarımdaki bir diğer not "Keep rows small". Veritabanındaki satırlar mümkün olduğu kadar küçük tutmanın, kısaca normalizasyonun önemini anlattı konuşmacı. DJango 1.2'deki "birden fazla veritabanına aynı anda bağlanma" özelliğinde hep beraber kafa salladık, iyi oldu. DJango 1.2'deki diğer güzel özellikleri de gördük. Geliştirme aşamasında SQL loglamanın öneminden bahsetti. Bir diğer notum "If it is more than one level join, hard code it". ORM yine :-) Basamaklı (cascading) FK'lerde delete işlemlerinin sıkıntılarını konuştuk. Bunun başarıma olumsuz etkisini anlattı konuşmacı. Transaction decoratorlardan bahsetti. Burada tek bir doğru yok, yazılıma göre karar vermek gerekli.

Ardından "The thinking Person's Guide to Data Warehouse Design" seminerine girdim. Bir süredir DWH konusuna ilgiliyim, bu güzel seminer gerçekten işe yaradı. Ardından yine ilgilendiğim başka bir konu olan sharding konusundaki seminere girdim. "Practical PostgreSQL Sharding: Scaling to the Horizon" başlıklı idi seminer. Sharding çok dikkat gerektiren bir konu, ancak ölçekleme konusunda önemli avantajlar sağlıyor.

1. günün son semineri harikulade idi. "The PostgreSQL Query Planner" , Robert (Has)'ın mükemmel seminerlerinden birisi. PostgreSQL'in sorgu planlayıcısını bir hacker/committer gözünden dinlemek zevkli idi.

Seminerler bitince sosyal etkinlikler başladı. Öncelikle PgExperts+SFPUG (San Francisco PostgreSQL Users' Group) tarafından bir barda ilk içkilerimizi aldık ve sonra yemeğe gittik. Beni tanıyanlar bilirler, Türk mutfağını çok severim ve özellikle pişmiş eti. 3,5 sene önce Fransa'daki bir konferans sırasında öğle yemeğinde kıymalı yumurta istememden sonra çiğ kıyma üstüne çiğ yumurtanın gelmiş olması hala camia içinde geyik konusu iken "Devrim'in yemek yiyebileceği bir yere gidelim" denmesi bana nefes aldırdı, yoksa ikinci bir Fransa faciası yolda idi. Konferans katılımcıları, community liderleri, vs hep beraber güzel bir yemek yedik ve PostgreSQL konuştuk bol bol. Tabii yorgunluk had safhada olunca 21:30'da otele döndük ve ben dahil çoğumuz 15-20 dk içinde otel odalarımızda kucaklarımızda laptoplarla uyuyakaldık :-) Ancak ben 2'de gelen telefonlarla uyandım ve o fırsatı değerlendirip sunumuma epeyce ekleme yaptım.

İkinci güne Greg (Smith)'in "PostgreSQL Performance Pitfalls" semineri ile başladım. Sözkonusu PostgreSQL performansı+donanım olunca Greg tanrıdır benim için, çok fazla araştıran ve bilen birisinden bu konuda seminer dinlemek iyi geldi. Ancak seminerin son 15 dakikasında çıkmak zorunda kaldım, çünkü 20 kişi ile beraber aysakta dinliyorduk ve yorulmuştum. Bir yan odadaki "The PostgreSQL Community: an introductory tour" seminerine girdim. Community ile ilgili konuştuk epeyce.

Ardından Sun Microsystems'ın kurucusu Scott McNealy'yi dinlemek için toplandık. 230 kadar kişiye biraz sıkıcı tonda ve Larry Ellison'a laf atmaları ile geçen bir konuşma yapmış olsa da ilginç idi içerik.

Öğleden sonra "Scaling PostgreSQL with GridSQL"'e girdim. Jim Mlodgenski'ye neden Jimbo dediklerini o anda anladım. Benden 20 cm kadar uzun boylu ve aynı yapıda birisini düşünün :-) GridSQL de üzerinde çalıştığım başka bir proje. Ancak transparan bir ortam sağlamadığı için mevcut uygulamalarımda kullanmam zor. Yine de bir DWH projesinde kullanılmaması için bir neden yok.

Sonra benim seminerim vardı. İtiraf etmeliyim ki ellerim titriyordu ilk başta. 30+ kişiye konuştum (bu kadar bile beklemiyordum, PCI semineri ve Magnus'un semineri ile eşzamanlı bir seminerde 3. sırada idi bence benim seminerim). Sonlara doğru açıldım epeyce. Beni tatmin etti.

Odadan çıkmadan Bruce'un "MVCC unmasked" konulu harikulade bir seminerini dinledim. Yeni başlayanlar için pek uygun değil içerik, ve PostgreSQL MVCC konusunda hacker gözü ile bolca bilgi topladım. Eşzamanlı bir seminer "Using the PostgreSQL System Catalogs" idi Robert Haas tarafından verilen, ama onu kaçırdım tabii.

2. günün akşamına IBM ve EnterpriseDB'nin partisi ile başladık. Yine camianın önde gelenleri ile başlayan gün akşam yemeği ile devam etti. Sonrasında ben tamamen yorgun düştüm, ve "Evsiz görünümlü birisinin bizimkilere yaklaşması, sonra taksiye beraber binmeleri, ardından lafın lafı açması ve adamın üzerindekini çıkartıp alttaki FreeBSD t-shirtü ile kalması, ve kendisinin Berkeley'de profesör olduğunun ortaya çıkması" şeklinde özetlenebilecek olaylar zincirini kaçırdım :-)

3. güne "Scaling PostgreSQL with Hot Standby" semineri ile başladım. Bir Greg Smith klasiği idi, yine ayakta kaldım. Ardından pg_upgrade ile 9.0'a nasıl hızlıca geçileceğini anlatan seminere gittim. Ondan sonra "MySQL: The Elephant in the Room" konulu konuşmaya hep beraber gittik. Rob Wultsch GoDaddy'de çalışan ve söylediğine göre 2 milyon kadar MySQL veritabanını yöneten birisi. MySQL konusunda konuştu. Ardından (ne kadar doğru hareket bilmiyorum) ama Joshua çıktı sahneye ve aynı slaytlarla yanıt verdi ona. Genel kanı bunun yerine sonraki ilk büyük konferansta bir oturum düzenlenmesi ve iki taraftan da birilerinin güzelce tartışması olması yönünde.

Öğle yemeğinden sonra "Righting your writes" semineri için erkenden odaya girdim. Greg'in bu seminerini kesintisiz dinledikten sonra Robert Treat'in "PostgreSQL 9" konulu seminerine girmek istedim, ama ayakta bile yer olmayınca bu saati dışarıda geçirdim. Katıldığım son seminer David Fetter'in "Writeable CTEs" konulu konuşması idi. David'in "Artık SQL standardını takip etmek bitti. Bu özellikle biz SQL standardına birşey ekleyeceğiz ve diğer veritabanlarından en az 5 sene önce bu özelliği eklemiş olacağız kendimize" demesi etkileyici idi.

... ve kapanış.

Kapanıştan sonra yine akşam yemeğine geldi sıra. Rob Wultsch'un da içinde olduğu 14 kadar kişi MySQL, PostgreSQL ve diğerleri konusunda oldukça hararetli sayılabilecek içerikte konuşmaların olduğu yemeğimizi yedik.

San Francisco'ya ilk gidişimdi ve bu yüzden konferanstan sonra 3 gün daha kalmaya karar vermiştim. Şansıma Dave, Magnus, Bruce ve birçok kişi daha Pazar günü dönecekti ve bu beraber vakit geçirmek için idealdi. Magnus'un önerisi ile Alcatraz'a gittik. Bolca foto çektim, bir ara paylaşırım. Etkileyici idi -- gerçekten kaçmak zor imiş :-) Ondan sonra Hard Rock Cafe'de öğle yemeği yedik. Nasıl mutlu olduğumu tahmin edersiniz :-) Pier 39'da epeyce gezindikten sonra akşam yemeği için Bruce'u da alıp bir steakhouse'a daha gittik.

İşte o anda tam da "Olmak istediğim yerde, olmak istediğim insanlarla" idim. Masadaki 4 kişiden birisi core üyesi, birisi hem core üyesi, hem committer, diğeri de committer idi. Harika bir duygu açıkcası, ve projenin geleceği hakkında çok önemli şeyler konuştuk.

Gecenin devamında Hard Rock Cafe'ye gittim dayanamadım ve bolca alışveriş yaptım (Güneş çok karlı çıktı zaten bu işten). Birkaç bira+Absolut'tan sonra geceyarısı döndüm. Ertesi sabah bizi 9:30'da aldılar ve Golden Bridge'den karşıya yürüyerek geçtik. Orada bizi aldılar tekrar ve harika bir ormanda hem yürüyüş yaptık, hem de PostgreSQL konuştuk bol bol. Öğle yemeğinden sonra dinlendik ve akşam Josh Berkus'un daveti ile Mission'da bir akşam yemeği yedik. Devamında Apple Pie vardı ve sonra otelin üst katındaki gece kulübüne geçtik. San Fransisco'nun 1 numarası imiş -- ama ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı anlatamam :-)

Son sabah F1 ile başladı. F1'den sonra kahvaltı+son çalışmalar+eşya toplamak ile vakit geçti ve 12'de odayı boşalttım. Havaalanı servisi için 5.5 saat vardı. Dave'i lobide gördüm, birer bira daha içtik. Akşamüstü yemek+havaalanı+uçak. 2 defa türbülans, Almanya'da 1.5 saat gecikme ve sonra evime geldim geceyarısı...

Konferans özeti bu kadar sanırım. Daha fazlası da var tabii ama yazacak vaktim kalmadı.

Trackbacks

No Trackbacks

Comments

Display comments as Linear | Threaded

Ahmet Tumra on :

Ellerinize sağlık hocam yine güzel bir yazı olmuş.. Yeni yeni takip etmeye başladım.

Add Comment

Enclosing asterisks marks text as bold (*word*), underscore are made via _word_.
Standard emoticons like :-) and ;-) are converted to images.
E-Mail addresses will not be displayed and will only be used for E-Mail notifications.

To prevent automated Bots from commentspamming, please enter the string you see in the image below in the appropriate input box. Your comment will only be submitted if the strings match. Please ensure that your browser supports and accepts cookies, or your comment cannot be verified correctly.
CAPTCHA


To prevent automated Bots from commentspamming, please enter the string you see in the image below in the appropriate input box. Your comment will only be submitted if the strings match. Please ensure that your browser supports and accepts cookies, or your comment cannot be verified correctly.
CAPTCHA

Form options