Oğlumun kahramanı olmak
Kanada'da olduğum 6 aylık süre haricinde Güneş ile beraberdik. İş nedeniyle ayrıldık biraz, ama özellikle 1.5-2.5 yaş arasında Güneş ile bizzat ilgilendim. Evde beraberdik, vs vs. Bu kısmı geçelim.
Güneş beni her zaman özel hissettirdi. Biz onu adam yerine koyduk hep, her konuda fikrini aldık. Gerçi şimdi bazen başımıza çıkmıyor değil, ama bunlar normal. Zaten şimdi kreşe de başladı, sosyal hayatı benden iyi Tiyatrolar, dans gösterileri, İngilizce dersleri, müzik dersleri derken yorulur sanmıştım. Ama akşamları eve gelince hız kesmiyor hiç. Oyun da oyun...
Geçenlerde 2 oyuncak daha aldım. "daha" diyorum, çünkü evin bir odasını tepeleme doldurmuş durumdayız ve ayrıca üst salon ve çalışma odama da girmiş durumda kendileri.
Güneş geçenlerde "Ben büyüyünce senin gibi olacağım. Senin t-shirt'lerini giyeceğim. Senin gibi uzun olacağım" dedi. Ne uzunum, ne de süper bir insanım -- ama yine de oğlumun kahramanıyım. Onun gözünde en iyi ben araba kullanıyorum, evde yemekleri ben yıkıyorum, ona en güzel oyuncakları ben alıyorum. Kırk yılda bir kazara sesimi yükseltirsem gözümün içine bakıyor ve hemen sarılıyor bana. Onu almaya gidince gözlerinin içi gülüyor, erkek olduğunu belli ediyor, babasına yardım ediyor evde, beraber beyaz çimento hazırlıyor, arabayı kullanmaya çalışıyor, hasta olursam beni hemen muayene ediyor.
Benim babam da benim kahramanım. Büyük kahramanım. O olmasa ben nerelerde olurdum kimbilir... Her baba kahraman galiba...
vs vs... Onlarca örnek var. "Sen benim canım babamsın" diyor, o anda ne stres kalıyor, ne birşey.
Son zamanlardaki en büyük üzüntüm boyu uzadığı için o uyurken artık ayaklarını elimde tutamamam, ve artık farkına varmaya başladığı için o güzel dudaklarından öpememem.
Bu sabah uyanamadım, sabah beraber kalktık. Çok olmuştu bunu yapmayalı. Keşke eskisi gibi olsa...
Seviyorum seni güzel oğlum.
Comments
Display comments as Linear | Threaded