YETER, HAYALLERİMİZİ ÇALDINIZ, GELECEĞİMİZİ ÇALDINIZ!
Şu yazıyı bana yazdırdınız ya...
1990 yılında karar vermiştim Ankara'da okumaya. Kuzenlerim de oradaydı hem, bir de güzel şehirdi Ankara. Kızılay'da metro çalışması vardı ama şehir mutluydu. 1993'de Ankara'ya yerleştiğimde içimde bir ümit vardı. Zaten iyi olan hayatımın daha da iyi olacağını düşünüyor, ona göre hayaller kuruyordum. 1994'de belediye seçimlerinde ilk hayalim kabusa döndü. Ankara'da ilk değişim başlamıştı bile çoktan. Oysa ben ne hayaller kuruyordum! Aşık bile olamıyordum artık sizin yüzünüzden. AŞKIMI ÇALDINIZ, AŞKIMI!
Bir işim oldu,üstelik işimi öyle bir sevdim ki... Öğretmen olan annem ve babamdan etkilendim galiba, işimi "vatanı" sever gibi sevdim. Vatan derken, sizin gibi değil, gerçekten vatanı sever gibi sevdik. 3 arkadaş 2 hafta Türkiye'yi dolarşıken Van'dan İzmir'e otobüsle giderken de mutluyduk biz, yüzümüzde gurur vardı. Ülkeye Özgür Yazılım'ı getirecektik, ülkemizi kurtaracaktık. Oysa siz ne yaptınız? HAYALLERİMİZİ YIKTINIZ, HAYALLERİMİZİ ÇALDINIZ!
"Bak bu yerli marka, bunu alalım, bunu destekleyelim" diye gezerdik biz. Oysa siz hepsini sattınız, satmadıklarınızı ele geçirdiniz ve bize karşı kullandınız. Bizi yerli markalarımızdan nefret eder hale getirdiniz.
Gecenin 4'ünde taksisine bindiğimde beni evime kadar güleryüzü ile bırakan taksicim vardı. Adamı bilirdim, dünya görüşümüz farklı idi, ama o işini yapıyordu, ben de ona saygı gösteriyordum. Şimdi adam "asmayalım da besleyelim mi?" diyor. Siz ne yaptınız, biliyor musunuz? BENİM ÇEVREMİ ÇALDINIZ, ÇEVREMİ!
Dünyanın en büyük şirketleri birer ikişer iş teklifinde bulunurken "Orada bulgur pilavı yiyemem ben", "Zaten İstanbul boğazı ne güzel ya", "Ocakbaşında etin keyfi nerede?", "bak ben bu evde doğmuştum" bahaneleriyle, ama aslında bu ülke için reddettik o teklifleri. Bu ülkeyi biz kurtacaktık, biz ileriye taşıyacaktık. Okumayanlara okutacaktık. Bu ülkenin esnafı kalkınsın diye paramızı burada kazanacaktık. Ama siz ne yaptınız? BİZİM GELECEĞİMİZİ ÇALDINIZ, GELECEĞİMİZİ!
Her gün aynı otobüste, aynı serviste, aynı bakkalda, aynı benzincide karşılaştığımız, "farklı görüşte" olduğunı bildiğimiz ama birbirimize hep severek sarıldığımız dostlarım vardı benim. Farklılıkları kabul etmiş, birbirimizi öyle sevmiş, birbirimizin hassasiyetlerine saygı duymuş, sevgi ile bağlandığımız dostlarımız vardı bizim. Şimdi sokakta yürürken "acaba bunun elinde satır var mı, eşim şort giydiği için laf atarlarsa ne olur?" diye dolaşır hale getirdiniz, farklılıklarımızı düşmanlaştırdınız. Siz ne yaptınız biliyor musunuz? DOSTLARIMI ÇALDINIZ BENİM; GÜVENİMİZİ ÇALDINIZ!
Bir oğlum oldu, onu istediğim gibi büyütmeyi hayal etmiştim. Eğitimi de gönlümüzden geçen gibi olacaktı. Ülkesine bağlı, Atatürkçü, bilim ve sanatla ilgilenen bir çocuk olsun istemiştim. Önce MEB'i çaldınız, sonra okullarımızı. İnsanlar çocuklarına bilimsel eğitim vermek için dişinden tırnağından attırır hale geldiler. Evlerini taşıdılar, sustular. Siz hiç oğlunuz eve bugün gelebilecek mi diye endişelendiniz mi kitapsızlar? Yaşadınız mı o duyguyu? Ben yaşadım sizin yüzünüden! SİZ BENİM OĞLUMU ÇALDINIZ, OĞLUMU!
Akşam olunca bir kitap okuyalım, bir film seyredelim istemiştim. Eşimle yürüyelim istemiştim. Bir kız çocuğumuz olsun, adını da Arya koyalım, Arya gibi büyüsün istemiştik. Elimizde Twitter, haber takip etmekten eşimizin elini tutamaz olduk. Endişeden birbirimize yaklaşamaz olduk. Endişeli gözlerle daha kendi geleceğimizi göremiyorken kızımızı düşünemez hale geldik. Ne yaptınız, anladınız mı? EŞİMİ ÇALDINIZ, EŞİMİ! KIZIMIZI ÇALDINIZ, KIZIMIZI!
Bu ülkede kalıp bu ülkenin geleceğini kurtacağımızı sanmıştık. Oysa bu ülkenin geleceği biz değilmişiz. Eğitimimimizle, görgümüzle, herşeyimizle bu ülkeye ait değilmişsiz biz. Siz ne yaptınız, biliyor musunuz? UMUDUMUZU ÇALDINIZ, UMUDUMUZU!
Şimdi ülke de sizin olsun. 3. havalimanından uçuracağınız uçaklarınız da sizin olsun, benim hayallerim uçmuş zaten. Köprüler de sizin olsun, duble yollarınız da. Bunların hiçbir işe yaramadığını biz bu halka anlatamadık sizin ihtirasınız yüzünden.
Ben yoruldum artık, burada kalmam için bir nedenim kalmadı. Ülke sizin olsun, tepe tepe kullanın...
Hadi eyvallah.
1990 yılında karar vermiştim Ankara'da okumaya. Kuzenlerim de oradaydı hem, bir de güzel şehirdi Ankara. Kızılay'da metro çalışması vardı ama şehir mutluydu. 1993'de Ankara'ya yerleştiğimde içimde bir ümit vardı. Zaten iyi olan hayatımın daha da iyi olacağını düşünüyor, ona göre hayaller kuruyordum. 1994'de belediye seçimlerinde ilk hayalim kabusa döndü. Ankara'da ilk değişim başlamıştı bile çoktan. Oysa ben ne hayaller kuruyordum! Aşık bile olamıyordum artık sizin yüzünüzden. AŞKIMI ÇALDINIZ, AŞKIMI!
Bir işim oldu,üstelik işimi öyle bir sevdim ki... Öğretmen olan annem ve babamdan etkilendim galiba, işimi "vatanı" sever gibi sevdim. Vatan derken, sizin gibi değil, gerçekten vatanı sever gibi sevdik. 3 arkadaş 2 hafta Türkiye'yi dolarşıken Van'dan İzmir'e otobüsle giderken de mutluyduk biz, yüzümüzde gurur vardı. Ülkeye Özgür Yazılım'ı getirecektik, ülkemizi kurtaracaktık. Oysa siz ne yaptınız? HAYALLERİMİZİ YIKTINIZ, HAYALLERİMİZİ ÇALDINIZ!
"Bak bu yerli marka, bunu alalım, bunu destekleyelim" diye gezerdik biz. Oysa siz hepsini sattınız, satmadıklarınızı ele geçirdiniz ve bize karşı kullandınız. Bizi yerli markalarımızdan nefret eder hale getirdiniz.
Gecenin 4'ünde taksisine bindiğimde beni evime kadar güleryüzü ile bırakan taksicim vardı. Adamı bilirdim, dünya görüşümüz farklı idi, ama o işini yapıyordu, ben de ona saygı gösteriyordum. Şimdi adam "asmayalım da besleyelim mi?" diyor. Siz ne yaptınız, biliyor musunuz? BENİM ÇEVREMİ ÇALDINIZ, ÇEVREMİ!
Dünyanın en büyük şirketleri birer ikişer iş teklifinde bulunurken "Orada bulgur pilavı yiyemem ben", "Zaten İstanbul boğazı ne güzel ya", "Ocakbaşında etin keyfi nerede?", "bak ben bu evde doğmuştum" bahaneleriyle, ama aslında bu ülke için reddettik o teklifleri. Bu ülkeyi biz kurtacaktık, biz ileriye taşıyacaktık. Okumayanlara okutacaktık. Bu ülkenin esnafı kalkınsın diye paramızı burada kazanacaktık. Ama siz ne yaptınız? BİZİM GELECEĞİMİZİ ÇALDINIZ, GELECEĞİMİZİ!
Her gün aynı otobüste, aynı serviste, aynı bakkalda, aynı benzincide karşılaştığımız, "farklı görüşte" olduğunı bildiğimiz ama birbirimize hep severek sarıldığımız dostlarım vardı benim. Farklılıkları kabul etmiş, birbirimizi öyle sevmiş, birbirimizin hassasiyetlerine saygı duymuş, sevgi ile bağlandığımız dostlarımız vardı bizim. Şimdi sokakta yürürken "acaba bunun elinde satır var mı, eşim şort giydiği için laf atarlarsa ne olur?" diye dolaşır hale getirdiniz, farklılıklarımızı düşmanlaştırdınız. Siz ne yaptınız biliyor musunuz? DOSTLARIMI ÇALDINIZ BENİM; GÜVENİMİZİ ÇALDINIZ!
Bir oğlum oldu, onu istediğim gibi büyütmeyi hayal etmiştim. Eğitimi de gönlümüzden geçen gibi olacaktı. Ülkesine bağlı, Atatürkçü, bilim ve sanatla ilgilenen bir çocuk olsun istemiştim. Önce MEB'i çaldınız, sonra okullarımızı. İnsanlar çocuklarına bilimsel eğitim vermek için dişinden tırnağından attırır hale geldiler. Evlerini taşıdılar, sustular. Siz hiç oğlunuz eve bugün gelebilecek mi diye endişelendiniz mi kitapsızlar? Yaşadınız mı o duyguyu? Ben yaşadım sizin yüzünüden! SİZ BENİM OĞLUMU ÇALDINIZ, OĞLUMU!
Akşam olunca bir kitap okuyalım, bir film seyredelim istemiştim. Eşimle yürüyelim istemiştim. Bir kız çocuğumuz olsun, adını da Arya koyalım, Arya gibi büyüsün istemiştik. Elimizde Twitter, haber takip etmekten eşimizin elini tutamaz olduk. Endişeden birbirimize yaklaşamaz olduk. Endişeli gözlerle daha kendi geleceğimizi göremiyorken kızımızı düşünemez hale geldik. Ne yaptınız, anladınız mı? EŞİMİ ÇALDINIZ, EŞİMİ! KIZIMIZI ÇALDINIZ, KIZIMIZI!
Bu ülkede kalıp bu ülkenin geleceğini kurtacağımızı sanmıştık. Oysa bu ülkenin geleceği biz değilmişiz. Eğitimimimizle, görgümüzle, herşeyimizle bu ülkeye ait değilmişsiz biz. Siz ne yaptınız, biliyor musunuz? UMUDUMUZU ÇALDINIZ, UMUDUMUZU!
Şimdi ülke de sizin olsun. 3. havalimanından uçuracağınız uçaklarınız da sizin olsun, benim hayallerim uçmuş zaten. Köprüler de sizin olsun, duble yollarınız da. Bunların hiçbir işe yaramadığını biz bu halka anlatamadık sizin ihtirasınız yüzünden.
Ben yoruldum artık, burada kalmam için bir nedenim kalmadı. Ülke sizin olsun, tepe tepe kullanın...
Hadi eyvallah.