Biraz gecikmeli de olsa 3. Türkiye PostgreSQL Konferansı'nı değerlendirmek istedim.
Bu seneki konferans, İstanbul'daki 2 büyük etkinlikle aynı gün, ama Ankara'da idi. Biz tarihi daha önceden belirlemiş olmamıza rağmen geç duyurduğumuz için çakışıyor gibi gösterildik. Bir dahaki sefere zamanında duyuracağız, bundan ders aldık. Continue reading "3. Türkiye PostgreSQL Konferansı'nın ardından"
Quick tip for everyone who wants to install Skype on Fedora-14 64 bit.
Apart from the regular dependencies, I had to install the following packages in order to satisfy 32-bit compat dependencies of Skype. Apparently these packages are no longer installed by default. Run this as root:
adresinde bir yazı var. Yazıya yorum da yazdık, bizzat kendisine yüzyüze de söylendi bu... Kendisi o zaman yazıyı kaldırdı, ama şimdi tekrar görünüyor yazı. PostgreSQL'de sort_mem kalkalı 5 yıldan fazla oldu. Onun dışındaki bilgilerin hemen hemen hepsi hatalı. Eğer o yazıya güvenip de ayar yaparsanız patlayabilirsiniz, çünkü sort_mem 7.4'de kalan birşey... Yazıda 8.4'de kaldırıldığı iddia edilse de Olur o da değişir diye ekran görüntüsü aldım:
1988'in sonbaharı idi sanırım. 12 yaşımı bitireli çok olmamıştı. Iron Maiden'ın ilk albümünü ilk kez o sene dinlemiştim. Birkaç gün arayla da Metallica'nın ...and Justice for All albümünü almıştım. Üstten açılmalı bir kasetçalarım vardı. Çevirir çevirir, dinlerdim. Aileme zorla One dinlettiğim bir Cumartesi sabahını ise hiç unutamıyorum Korhan'dan ilk Sex Pistols albümü almam da o zamanlara denk geliyor yanlış anımsamıyorsam. Yan apartmandan dostum Cankat ile Manowar, Assassin, Sepultura, Slayer, Pungent Stench, Obituary, Napalm Death, Death, Megadeth, Testament, Nirvana, Iron Maiden, Anthrax, vs dinleyerek büyüdük...
Şimdi "funemployed" olmanın keyfini sürüyorum. İlk gün biraz zor geçti. Şimdi akşamları oğlumla oynuyorum Güneş'in ilk tepkisi "Joshua amca sana artık akşamları mail atmayacak mı?" oldu
Bu iş Twitter'da hesap açıp şirinlik yapmakla olmuyor. Bu iş "Eveeeeeeeet" demekle de olmuyor. Bıktım senden artık TTNET. "Bakın, (ulus-t1-1-... tarafunda) her bir hop bounce ediyor sanki" diyorum, bana "telefon numaranız neydi?" dediler. O ana kadar 2 defa girmişim ama arkadaşlar 3. kez telefonda soruyorlar. Ben "Hedee" deyince "Yurtdışı çıkışlarında sorunumuz yok" dediler, zaten bende kayış o anda koptu. Yurtdışı demedim ki ben daha! Devamı daha da kötü: "Bilgisayarınızda sorun vardır"
İşte o anda tamamen sinirlerim boşandı sanırım: "Bana klişe sözcüklerinizden bahsetmeyin. Ben de bu sektördenim. Neyin ne olduğunu biliyorum" dedim ve
KÜSTAH TTNET çalışanı: "Burası Türk Telekom. Siz buradan daha iyi mi bileceksiniz?" dedi.
1993 yılının Ocak ayı idi. İzmir'de üniversite sınavına hazırlanan ben, dersaneden eve dönüyordum. Dolmuşta idim, sanırım Üçkuyular'dan eve gidiyordum. Radyo açıktı, ama sesi tam duyamıyordum. "Uğur ... arabasına konan bir bomba ile katledildi". Soğuk bir hava esti birden. "Uğur Dündar'dır bu, çok parmak soktu oraya buraya" dedim içimden.